Kazakistan da Ulusal Hareketler ve Bolşevik Devrimi


Ölçekçi H.

BILIG, sa.7, ss.171-182, 1998 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Basım Tarihi: 1998
  • Dergi Adı: BILIG
  • Sayfa Sayıları: ss.171-182
  • Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

20. yüzyılın başlarında yaygın bir kültürel ve politik patlamaya şahit olan Orta Asya Türk halkları, Çarlık Rusyası’nın yıkılışı ve Bolşevik Devriminin en ateşli günlerinde bağımsızlık mücadelesi verdiler. Günümüz Orta Asyası’xxndaki koşullarla paralellikler arz eden bu yıllar, Türk halkları için bir çok yönden önemli değişikliklerin yaşandığı olağanüstü bir dönemdi. Çarlık Rusyası döneminin kapalı toplum yapısı, merkezî otoritenin zayıflaması ve ideolojik rekabet ve kargaşanın etkisiyle çözülmeye başlamış varlıklarını hissettirmeye başlayan Türk aydınlarının da etkisiyle halk arasında da bir uyanış başlamıştı. Bu dönemde genişleme eğilimi gösteren ulusal şuurun aşiret geleneklerini aştığı görülebilmekteydi. Böylesi bir dönemde bir Kazak ulusçu partisi ön plana çıktı.

Alaş Orda adıyla kurulan bu parti, Orta Asya’da özgür bir Türkistan kurulmasını talep ediyordu. Alaş Partisi etrafında gelişen Kazak bağımsızlık hareketi ve Türkistan’daki diğer bağımsızlık girişimleri, Bolşevik Devrimiyle beraber yeni bir şekil almaya başladı. Bu sırada Beyaz ve Kızıl Ordunun iç savaşları İdil-Ural Türklüğünden Türkistan’a kadar neredeyse tamamıyla Türk yurtlarında cereyan ediyordu. Bu savaşta tarafsız kalamayan Türk halklarının bağımsızlık çabaları, Kızıl Ordunun savaştan galip çıkmasının ardından uzun sürmedi. Bolşeviklerin iç savaş sırasında halkların kardeşliği, hürriyeti gibi büyük vaatlerine karşılık, yeni rejim gerçek yüzünü göstermekte gecikmedi ve Çarların halkları hapsetme geleneğiyle yeniden bağlandı. Komünizm ideolojisi tamamen Rus emperyalizmine hizmet eden bir dikta yönetimi oluşturdu. Egemenlik çabası Çarlık Rusyası’yla aynıydı, ancak şimdi halkları yönlendirmede çok daha ustalaşmış ve ideoloji sayesinde aşırılıklarını haklı göstermenin aracını bulmuştu. Bolşeviklerin, komünizmi buna en az hazırlıklı olan bir topluma kabul ettirme çabaları, Asya’daki ”uluslar sorunu”nun çözüm sürecinde komünist ideoloji için bir kuramsal sorun olarak kaldı. Bugün bağımsız çok sayıda devletin yerini aldığı Sovyetler Birliği, gerçekleştirmek istedikleri ile birlikte yok olurken, bu sorun da kendiliğinden çözülmüş oldu.