KURGU EDEBİYATI ÇEVİRİSİNDE “MANİPÜLASYON”: LİN SHU ÖRNEĞİ


Yılmaz Şaşmaz A., Maden Kalkan Ç.

International Congress of Language and Translation Studies, Konya, Türkiye, 01 Kasım 2021, ss.16-18

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Konya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.16-18
  • Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Qing Hanedanı, Afyon savaşlarında yaşanan yenilgilerden sonra Batılı güçler tarafından yarı-koloni haline getirilmiş; I. Çin-Japon savaşında ise bir darbe daha almıştır. Karmaşa içinde bulunan ve “ülkeyi kurtarmak” fikri için yoğun tartışmaların yaşandığı bu dönemde çeviriye yönelen ve aydın kesimin arasından yaptığı edebi çeviriler ve etkilediği kitlenin büyüklüğü ile sıyrılarak çıkan Lin Shu林纾 (1850-1924), Çin çeviri tarihine ismini yazdırmış en önemli isimlerden biridir.  21.yy’ın ilk yarısına kadar sıklıkla kullanılan “ikili çeviri” yöntemi ile iki yüz civarı çeviriye imza attığı bilinen Lin Shu, çeviri kariyeri boyunca yirminin üzerinde sözlü çevirmen ile ortak çalışmış, reform yanlısı bir yazar olarak da tanınmaktadır. Yabancı dil bilmemesi yüzünden, sonraki dönemlerde çevirmen olup olmadığı tartışma konusu yapılmış olsa da 20.yy’ın son yıllarında Çin toplumunun modern döneme geçişini hızlandıran önemli isimlerden biri olduğu iddia edilebilir. 

Bu çalışmada, geçiş dönemi yaşayan toplumlarda çeviri ediminin çevresel konumunu bırakarak merkez konuma geldiği ve edebi çeviride manipülasyonun toplum düzenine etkisi olduğu görüşlerinden yola çıkılarak, Lin Shu’nun yaptığı iki önemli çeviri, manipülasyon teorisi perspektifinden incelenmiştir. Lin Shu’nun, Alexandre Dumas’ın “Kamelyalı Kadın (La Dame aux Camélias)” eserinden çevirdiği ve 1899 yılında yayımlanan “Kamelyalı Kadının Paris’teki Geçmiş Hikâyeleri巴黎茶花女遗事” ve Harriet Beecher Stowe’un “Tom Amca’nın Kulübesi (Uncle Tom’s Cabin)” eserinden çevirdiği, 1901 yılında yayımlanan “Siyahi Kölelerin Göğe Haykırışının Kaydı黑奴吁天录” çevirileri mercek altına alınmış, kaynak metinler ile karşılaştırılarak incelenmiş, çevirilerin Çin edebiyatı üzerindeki etkisi de tartışılmıştır. 

Çalışma sonucunda, Lin Shu’nun Qing Hanedanı yıkılmadan önce, düşük edebi değere sahip olduğuna inanılan kurgu edebiyatı eserlerini: ülkeyi yok olmaktan kurtarmak, aydın kesimi uyarmak, reformların önünü açmak ve benzeri amaçlarla çevirdiği tespit edilmiştir. Çevirilerinde: aslında dönemin çeviri normlarına uyumlu bir biçimde, kaynak metinleri yeniden şekillendirerek dönüştürdüğü; ortaya çıkan çeviri metinlerin Lefevere’nin çeviride ideolojik manipülasyon kavramı ile uyumlu olduğu; çevirilerde ekleme, çıkarma, adaptasyon gibi stratejilerin sıklıkla kullandığı; çeviriler sayesinde Batı edebi kültüründen, “birinci tekil kişi” ve “geçmişe dönüş” gibi, anlatım stillerini Çin edebiyat dünyasına kazandırdığı saptanmıştır. Ayrıca, çevirilerin dönemin okuryazarları arasında yarattığı coşkunun, 1911 yılında yaşanan Xinhai Devrimi içi gerekli şartların olgunlaşmasını sağladığı ve dolaylı yoldan Qing Hanedanı’nın yıkılmasının önünü açtığı bu anlamda sosyo-politik ortama etki ettikleri belirlenmiştir. 


The Qing Dynasty has been turned into a semi-colonial state by the Western powers after the defeats in the Opium wars; it received another blow in the First Sino-Japanese War. Lin Shu林纾 (1850-1924), who turned to translation and rose up among the intelligentsia with his literary translations and the size of the audience he influenced, was one of the most important figures in the history of Chinese translation. Lin Shu, who is known to have translated nearly two hundred works of foreign literature with the "double/tandem translation" method, which was frequently used until the first half of the 21st century, is also known as a reform minded writer who has collaborated with more than twenty interpreters throughout his translation career. Although his status as a translator has been debated over in later periods due to his lack of knowledge of a foreign language, it can be claimed that he was one of the important names that accelerated the transition of Chinese society to the modern period with his translations in the last years of the 20th century.

In this study, based on the views that during transitional periods of a society translation can move from its peripheral position towards a more central position and manipulation of literary texts can affect social order, two important translations made by Lin Shu have been examined through manipulation theory perspective. Lin Shu’s: “Past Stories of the Lady with the Camellias in Paris巴黎茶花女遗事” which he translated from Alexandre Dumas’ “La Dame aux Camélias” and published in 1899; “The Records of the Cry of Black Slaves” which he translated from Harriet Beecher Stowe's "Uncle Tom's Cabin" ( Uncle Tom's Cabin)” and published in 1901, have been put under close examination by comparing with the source texts. The translations also have been examined in terms of their effects on Chinese literature.

It has been concluded that Lin Shu translated works of fiction, that which were believed to have low literary value before the 20th century: to save the country from extinction, to warn the intelligentsia, to pave the way for reforms. Lin Shu, in accordance with the translation norms of the period: transformed the source texts by rewriting them; the results were found compatible with Lefevere's concept of ideological manipulation in translation; he frequently used strategies such as addition, subtraction, adaptation; brought expression styles from Western literary culture such as "first person" narrative and "flashback" narrative, to the Chinese literary world. In addition, it has been found that the enthusiasm created by the translations among the literati of the period helped to create necessary conditions for 1911 Xinhai Revolution and in this sense had an impact on the socio-political scene which paved the way for the collapse of Qing Dynasty.