Research Information System
International Congress on Food Agriculture and Environtent Researches in Global World, New York, United States Of America, 1 - 03 June 2024, vol.2014, no.201431220, pp.42-54, (Full Text)
Dünya 21. yüzyıla nüfus artışı, açlık, yoksulluk, ekonomik krizler, enerji darboğazı, iklim değişikliği, karbondioksit salımını, kırsal kalkınma, savaşlar gibi birçok sorunla başlamıştır. İklim değişikliğinin yarattığı sorunların temel nedeni, 20. yüzyılın ortalarından itibaren hızla artış gösteren ekonomik faaliyetler, özellikle de sanayileşme faaliyetleridir. Ekonomik faaliyetler artıkça fosil yakıt kullanımı artış göstermiştir. Ancak fosil yakıtların sınırlı olması, yakılımı sonucu doğaya salınan sera gazlarının artması, bu gazların bugünün ve gelecek nesillerin yaşam kalitesini riske atması gibi dünya genelinde birçok olumsuz gelişme ortaya çıkmaktadır. Ayrıca dünya nüfusundaki artışa bağlı olarak tüm mal ve hizmetlere yönelik talep de artış göstermektedir. Dolayısıyla fosil yakıtların kıtlığı, tarım arazilerinin azalması, çevre ve iklim değişikliğinin hızlanması, dünya nüfusundaki ve toplam talepteki artış gibi gelişmeler, kaynak kullanımı açısından sürdürülebilir ve verimli stratejilerin geliştirilmesi zorunlu hale getirmiştir. Bu stratejilerden biri de biyoekonomi yaklaşımlarıdır. Biyoekonomi, sürdürülebilir bir ekonomik sistem içerisinde ekonominin tüm sektörlerinde üretimi gerçekleştirmek amacıyla bitkiler, hayvanlar ve mikroorganizmalar gibi biyolojik kaynakların kullanılarak katma değer yaratan bir ürün haline dönüştürülme süreci olarak tanımlanmaktadır. Biyoekonomi, topluma gıda, girdi ve enerji sağlamak amacıyla yenilenebilir kaynaklarını kullanmaktadır. Böylece biyoekonomi, fosil yakıt ve sanayiye dayalı hammadde bağımlılığını azaltan, yenilenebilir kaynakların kullanımını artıran geleceğin toplumunu vurgulayan bir terimdir. Dolayısıyla biyoekonomi sürdürülebilir kalkınmanın ve dolayısıyla kırsal kalkınmanın sağlanmasında önemli rol oynayacağı ileri sürülmektedir. Geleneksel ekonomiden biyoekonomiye geçiş sürecinde, doğal kaynakların kullanımı artacak, iklim değişikliğinin olumsuz etkileri azalacak, küresel düzeyde gıda güvenliği sağlanacaktır. Ancak biyoekonomi yeni bir kavram olup dünyada ve Türkiye’de kullanımı hala düşük düzeydedir. Kırsal kalkınmada biyoekonomi yaklaşımlarını araştırmayı amaçlayan bu çalışmada, biyoekonomi tanımı, politikaları, stratejileri ve uygulamalarına yer verilmiştir.
The world started the 21st century with many problems such as population growth, hunger, poverty,
economic crises, energy bottleneck, climate change, carbon dioxide emissions, rural development and
wars. The main reason for the problems caused by climate change is the rapidly increasing economic
activities, especially industrialization activities, since the mid-20th century. As economic activities
increased, fossil fuel use increased. However, many negative developments are emerging around the
world, such as the limited availability of fossil fuels, the increase in greenhouse gases released into
nature as a result of their burning, and the fact that these gases put the quality of life of today and future
generations at risk. In addition, the demand for all goods and services increases due to the increase in
the world population. Therefore, developments such as the scarcity of fossil fuels, the decrease in
agricultural lands, the acceleration of environmental and climate change, and the increase in the world population and total demand have made it necessary to develop sustainable and efficient strategies in
terms of resource use. One of these strategies is bioeconomy approaches.
Bioeconomy is defined as the process of using biological resources such as plants, animals and
microorganisms to transform them into a value-added product in order to realize production in all sectors
of the economy within a sustainable economic system. The bioeconomy uses renewable resources to
provide food, inputs and energy to society. Thus, bioeconomy is a term that emphasizes the society of
the future that reduces dependence on fossil fuels and industrial raw materials and increases the use of
renewable resources. Therefore, it is argued that bioeconomy will play an important role in ensuring
sustainable development and therefore rural development. In the transition process from traditional
economy to bioeconomy, the use of natural resources will increase, the negative effects of climate
change will decrease, and food security will be ensured at the global level. However, bioeconomy is a
new concept and its use is still low in the world and in Turkey. In this study, which aims to investigate
bioeconomy approaches in rural development, bioeconomy definition, policies, strategies and
applications are included.