Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, vol.26, no.4, pp.63-102, 2022 (Peer-Reviewed Journal)
Peer bullying, derived from psychology literature, has recently been adopted by not only
Turkish doctrine, but also by the educational community and media. Even this term is used in
daily conversations by the parents whose children are attending to primary or secondary
schools. Peer bullying, accepted as a public health issue by the World Health Organisation,
has recently been classified as cyber bullying and traditional bullying. However, this paper
aims at only evaluating the legal consequences of the traditional bullying at schools (school
bullying). Current studies related to the school bullying are based on the idea that peer
violence among the students is preventable. Therefore, first of all the violence preventive
strategies regarding school bullying are focused in the field of psychology and educational
sciences. However, this paper determines that this issue could also be a violation of human
rights and child rights. Also, when it is necessary, the protective and supportive measures should be taken by the judges for both bullies and victims. Finally, in case of peer bullying at
schools, it is examined that who and why can be held liable in terms of Turkish private law.
Eventually, not a great but a significant contribution to the existing literature is aimed by this
paper.
Yabancı psikoloji doktrininden kaynağını alan akran zorbalığı (peer bullying) terimi, yerli doktrinde de benimsenmiştir. Son zamanlarda ise, bu ifadeye sadece doktrinde değil; eğitim dünyasında, medyada ve hatta ilk ve orta dereceli okullarda bir çocuğun velisi olan ana babalar arasındaki günlük konuşmalarda dahi rastlanabilmektedir. Doktrinde geleneksel zorbalık ve siber zorbalık şeklinde sınıflandırılan akran zorbalığı, Dünya Sağlık Örgütü tarafından bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmektedir. Çocuklar arasındaki akran şiddetinin önlenebilir olduğu düşüncesinden hareketle psikoloji, eğitim bilimleri ve sosyal hizmetler alanındaki çalışmalarda daha ziyade soruna yönelik önleyici mekanizmalar üzerine odaklanılmaktadır. Bu çalışma ise, sorunun hukuken değerlendirilmesini hedeflemektedir. Ancak siber zorbalık ile ilgili hukuki sorunlar çalışmanın kapsamı dışında tutulmuştur. Ayrıca okullarda akran zorbalığı sorununa temel haklar ve çocuk hakları perspektifinden yaklaşılması gerektiği vurgulanmıştır. Bu bağlamda gerektiğinde hâkim tarafından hem zorba hem kurban (mağdur) çocuklar bakımından koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarının verilebileceği tespit edilmektedir. Çalışmanın son kısmında ise, okullarda karşılaşılan akran zorbalığı vakıalarında özel hukuk sorumluluğu değerlendirilmekte ve okulda akran zorbalığından kimin hangi sebeple sorumlu tutulabileceği belirlenmektedir. Böylece Türkiye’de akran zorbalığına ilişkin mevcut bilimsel çalışmalara, sorunun olası hukukî sonuçları ortaya konularak katkı sağlanması amaçlanmıştır.