İNSANLARI YENİ DİNİ HAREKETLERE YÖNELTEN PSİKO-SOSYAL NEDENLER


Koç Kanca H.

Yeni Dini Hareketler ve Misyonerlik, Doç.Dr. Süleyman Turan, Editör, Eğitim Kitabevi, Konya, ss.15-45, 2022

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2022
  • Yayınevi: Eğitim Kitabevi
  • Basıldığı Şehir: Konya
  • Sayfa Sayıları: ss.15-45
  • Editörler: Doç.Dr. Süleyman Turan, Editör
  • Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Modern çağ ile birlikte hayatımıza giren yüksek oranlı hareketlilik, hızlı, kolay ve global çapta iletişim imkânı, artan sekülerleşme bir taraftan toplumsal yapıyı bir taraftan bireyi etkilemektedir. Toplumların eskisine nazaran çok daha yakın temas kurması kültürleri, inançları ve değer yargılarını bir yerden başka bir yere taşıyarak çeşitliliği sağlarken kültürel bozulmayı beraberinde getirmiş, geleneksel dini anlayışlar da bundan payını alarak yeniliğe ve değişime açık hale gelmiştir. Bir yandan geleneksel dinin içerisinde doğan, temelde oradan beslenen ancak ana akımdan tümüyle farklılaşarak ortaya çıkan hareketler, öte yandan geleneksel din ile hiçbir bağı olmayan teoriden uygulamaya kurgulanmış olan sosyal ve kültürel anlamda marjinal hareketler taraftar kazanmaya başlamıştır. 

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra önce Batı’da ortaya çıkan akabinde dünyada yaygın bir fenomen haline gelen Yeni Dinî Hareketler yalnızca Yahudi-Hristiyan dalga içinde değil, Hinduizm, Budizm, İslam, Şintoizm, Paganizm içerisinde de yansımaları görülen bir fenomendir. Kült, tarikat, zararlı dini hareketler olarak farklı şekillerde anılan bu yapılar genel olarak Yeni Dinî Hareketler olarak adlandırılmakta  ve Avrupa, Kuzey Amerika,  Latin Amerika, Avusturalya, Afrika, özellikle Japonya, Kore’nin de  dahil olduğu Doğu Asya ülkeleri, Batı Asya , Doğu Avrupa ülkelerinde görülmektedir.(Wilson & Creswell, 2001, s.1) Günümüzde dünya üzerinde  bilinen 2.600’ü aşkın  farklı grubun büyük çoğunluğu ‘Yeni Dinî Hareketler’ olarak isimlendirilmektedir.(Wilson & Creswell, 2001, s.16) Biz bu bölümde Yeni Dini Hareketlerin doğrudan ortaya çıkış misyonu ya da birbirinden farklı özelliklerinden ziyade bireyi bu hareketlere katılmaya iten psiko-sosyal nedenlere değinmeye çalışacağız. Sekülerleşmenin, bireyselleşmenin ve bireyselleşme ile gelen yalnızlaşmanın, aile içi çatışmalı ilişkilerin yol açtığı kırılgan ve parçalı benlik yapısının bireyi Yeni Dini Hareketlerin bir parçası olmak konusunda daha hassas hale getirmesi ve bu hassas bireylerin, hareketin kullandığı beyin yıkama, hipnoz, sevgi bombardımanı gibi sıra dışı yöntemlerle desteklenmesi bireyi Yeni Dini Hareketlerin bir üyesi yapma konusunda başat aktörler olarak görülmektedir. Bu bağlamda dönüşümün psikolojisi, bireyi bu dönüşüme iten psiko-sosyal nedenler ve sonuç olarak sözü edilen grupların bireylerin üzerindeki psikolojik etkisi çalışmamızın odak noktası olacaktır.