Bolşeviklerin Türk-İslam Halkları Politikalarının Avusturya Basınındaki Yansımaları 1917-1920


Gökpınar H.

Kazakistan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ninKuruluşunun 100. Yıl Dönümü Münasebetiyle “19. Yüzyılın Sonu İle 20. Yüzyılın Başında Türk Halklarının Milli Devlet Oluşumu Mücadelesinin Tarihi” Konusunda Uluslararası Sempozyum , Ankara, Türkiye, 16 Nisan 2021

  • Yayın Türü: Bildiri / Yayınlanmadı
  • Doi Numarası: 10.9737/hist.2020.866
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Devrimden sonra kurulan Bolşevik Hükümeti, Çarlık Rusyası’nın itilaf devletleriyle imzalamış oldukları gizli antlaşmaları ifşa edeceklerini bildirdiklerinde de bildirdikten sonra da Avusturya’yı da yakından ilgilendiren bu meseleyi Avusturya basını yakından takip etmiştir.  Lenin ve Stalin 20 Kasım 1917’de yayınladıkları broşürde, Rusya Cumhuriyeti Hükümeti ve Halk Komiserleri Konseyi’nin, başkalarına ait olan toprakların gaspedilmesinin şiddetle karşısında olduklarını ifade eden bir broşür yayınlanmışlardır. Lenin’in, Asya’nın işçi ve çiftçileri başta olmak üzere, emekçi halkına yaptığı bu çağrı, Asya’nın derinlerinde olduğu kadar Küçük Asya’da (Anadolu’da) da etkili olmuştur. İngiliz-Fransız ve hatta Çarlık Rusyası’nın emperyalizminden muzdarip olmuş, Bolşevik Rusya’nın ve Doğu’nun bütün müslüman emekçilerine hitaben broşürler yayınlanmıştır.Bolşevik devriminden sonra emperyalizme karşı zayıf duruma düşen Bolşevik Rusya, önemli bir adım atmış, inançları öncelemeyen komünist ideolojisine rağmen sınırları içindeki Müslümanların ve Türklerin sempatisini kazanıp iç politikasında gücünü pekiştirme gayretine girmiştir. Bolşevikler’in Müslümanlar arasında bu etkin faaliyetlerini durdurmak için İngilizler’in kontrolü altındaki Osmanlı Sultanı ve Halifesi’nin emrindeki Şeyhü’l İslam’ın fetvasını da yayınlamıştır. Bütün camilerde bu manifestoda Şeyhül İslam, Bolşevizm’in temel ilkelerinin İslam öğretisiyle bağdaşmadığını ve Bolşevizm rejimini benimsemeleri halinde Müslümanlara zarar vereceğini belirtmiştir.  İtilaf devletlerinin Türkiye ile barış antlaşması hazırlıkları yaptıkları, başkent İstanbul’un ve Osmanlı Sultanı ve Halifesi’nin geleceği ve statüsü hakkından kararsız kaldıkları dönemde Bolşeviklerin Türk-İslam coğrafyasındaki İngiliz – Fransız karşıtı propagandaları da etkili olmuştur. 13 Mart 1920’de de Avusturya basınından Abstal Zeitung, Bolşevizm’in Müslümanlar üzerindeki tesirini yok etmek için Hindistan’daki Müslüman ileri gelenlerin de telkinleriyle İngiltere’nin Fransa ile Osmanlı Halifesi ve Sultanı’nın İstanbul’da varlığını sürdürmesi huşusunda anlaştıklarını bildirmiştir.

Bolşevik Rusya’nın Müslümanları itilaf devletlerine karşı savaşmaya kışkırtan bu adımının hemen ardından 31 Ağustos 1920’de Deutsches Volksblatt, Londra kaynaklarına dayanarak, Afganistan emiri Amanullah’ın Orta Asya Müslümanları Federasyonu’nun başına geçtiğini ve Buhara Emiri’nin de bu federasyona katıldığını ve bu iki Müslüman liderin Müslümanların bütün dünyayı tehdit eden ve bütün dinlerin düşmanı olan Bolşevizm’e karşı durmak zorunda olduklarınıa ilişkin ortak bir açıklama yaptıklarını bildirmiştir.