Kazakistan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ninKuruluşunun 100. Yıl Dönümü Münasebetiyle “19. Yüzyılın Sonu İle 20. Yüzyılın Başında Türk Halklarının Milli Devlet Oluşumu Mücadelesinin Tarihi” Konusunda Uluslararası Sempozyum , Ankara, Türkiye, 16 Nisan 2021
Devrimden sonra kurulan Bolşevik Hükümeti, Çarlık Rusyası’nın itilaf
devletleriyle imzalamış oldukları gizli antlaşmaları ifşa edeceklerini
bildirdiklerinde de bildirdikten sonra da Avusturya’yı da yakından ilgilendiren
bu meseleyi Avusturya basını yakından takip etmiştir. Lenin ve Stalin 20 Kasım 1917’de
yayınladıkları broşürde, Rusya Cumhuriyeti Hükümeti ve Halk Komiserleri
Konseyi’nin, başkalarına ait olan toprakların gaspedilmesinin şiddetle
karşısında olduklarını ifade eden bir broşür yayınlanmışlardır. Lenin’in,
Asya’nın işçi ve çiftçileri başta olmak üzere, emekçi halkına yaptığı bu çağrı,
Asya’nın derinlerinde olduğu kadar Küçük Asya’da (Anadolu’da) da etkili
olmuştur. İngiliz-Fransız ve hatta Çarlık Rusyası’nın emperyalizminden muzdarip
olmuş, Bolşevik Rusya’nın ve Doğu’nun bütün müslüman emekçilerine hitaben
broşürler yayınlanmıştır.Bolşevik devriminden sonra emperyalizme karşı zayıf duruma
düşen Bolşevik Rusya, önemli bir adım atmış, inançları öncelemeyen komünist
ideolojisine rağmen sınırları içindeki Müslümanların ve Türklerin sempatisini
kazanıp iç politikasında gücünü pekiştirme gayretine girmiştir. Bolşevikler’in
Müslümanlar arasında bu etkin faaliyetlerini durdurmak için İngilizler’in
kontrolü altındaki Osmanlı Sultanı ve Halifesi’nin emrindeki Şeyhü’l İslam’ın
fetvasını da yayınlamıştır. Bütün camilerde bu manifestoda Şeyhül İslam,
Bolşevizm’in temel ilkelerinin İslam öğretisiyle bağdaşmadığını ve Bolşevizm
rejimini benimsemeleri halinde Müslümanlara zarar vereceğini belirtmiştir. İtilaf devletlerinin Türkiye ile
barış antlaşması hazırlıkları yaptıkları, başkent İstanbul’un ve Osmanlı
Sultanı ve Halifesi’nin geleceği ve statüsü hakkından kararsız kaldıkları
dönemde Bolşeviklerin Türk-İslam coğrafyasındaki İngiliz – Fransız karşıtı
propagandaları da etkili olmuştur. 13 Mart 1920’de de Avusturya basınından Abstal Zeitung, Bolşevizm’in
Müslümanlar üzerindeki tesirini yok etmek için Hindistan’daki Müslüman ileri
gelenlerin de telkinleriyle İngiltere’nin Fransa ile Osmanlı Halifesi ve
Sultanı’nın İstanbul’da varlığını sürdürmesi huşusunda anlaştıklarını
bildirmiştir.
Bolşevik Rusya’nın Müslümanları
itilaf devletlerine karşı savaşmaya kışkırtan bu adımının hemen ardından 31
Ağustos 1920’de Deutsches Volksblatt, Londra kaynaklarına dayanarak, Afganistan
emiri Amanullah’ın Orta Asya Müslümanları Federasyonu’nun başına geçtiğini ve
Buhara Emiri’nin de bu federasyona katıldığını ve bu iki Müslüman liderin Müslümanların
bütün dünyayı tehdit eden ve bütün dinlerin düşmanı olan Bolşevizm’e karşı
durmak zorunda olduklarınıa ilişkin ortak bir açıklama yaptıklarını bildirmiştir.