in: Türkiye’de Arkeoloji ve Sanat Tarihinin 100 Yılı, Nurşen Özkul Fındık,Atakan Akçay, Editor, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, pp.53-66, 2023
29 Ekim 1923’te cumhuriyetin ilanından 14 Mayıs 1950’kadar geçen süre içinde Erken
Cumhuriyet Dönemi, ülkeyi dönüştürme amaçlı reformların yeni bir kültür oluşturduğu zaman
dilimi olarak tanımlanmaktadır. Bu dönem içinde, özellikle 1930 yılına kadar, siyasal ve
kültürel reformlar emperyal geleneğin gündelik hayat ve yönetim alanlarında tamamen
çözülmesi ve ulus devlet inşasının gerçekleşmesi önündeki engellerin kalkmasına yönelik
nitelikler taşımaktadır (Sezer, 2021: 129). Cumhuriyetin erken dönemlerinde ulus devlet
inşasını şekillendirecek kültürel reformlar çerçevesinde, tarih ve arkeolojinin bir devlet
politikası oluşturulmasında ve bu bağlamda kültür politikasını şekillendiren dinamiklerin
belirlenmesinde önemli rollere sahip oldukları görülmektedir. Kültür politikasının oluşmasında
ve ilkelerin saptanmasında Atatürk'ün düşünce ve görüşleri en büyük etkendir. Uygulamanın
ise direkt olarak devlet ve devletin ilgili kurumları ile gerçekleştiği görülmektedir.
Gerçekleşme süreci içinde Halkevleri, Türk Tarih Kurumu, Maarif veya Kültür Bakanlıkları ve
1936 yılında Ankara Üniversitesinin nüvesini oluşturan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin de
büyük görevler üstlendikleri görülür (Özgünel, 1986: 898). 1933’te Atatürk’ün öncülüğünde
gerçekleştirilen Üniversite Reformu ile kapatılan Darülfünun’un yerine kurulan İstanbul
Üniversitesi de Erken Cumhuriyet Dönemi’nin önemli kurumları arasında yer almaktadır.
Yukarıda sayılan bu kurumlara yönelik detaylı bilgilere yazının ilerleyen bölümlerinde
değinilecektir.