Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi SBE Dergisi, cilt.14, sa.1, ss.235-252, 2024 (Hakemli Dergi)
Amaç: Bu çalışma, vize statüsü ve
kültürleşmenin göçmenler arasında yaygın olan
depresyonu anlamak için önemli yapılar
olduğunu öne sürmektedir. Yöntem: Bu
çalışmada Amerika Birleşik Devletleri'nde
ikamet eden göçmenler arasında vize statüsü ve
kültürleşme ile depresyon durumu arasındaki
ilişki New Immigrant Survey (Yeni Göçmen
Anketi) kullanılarak incelenmiştir. Vize durumu
olumlu ve olumsuz olmak üzere
operasyonelleştirilmiştir. Kültürleşme, İngilizce
dil yeterliliği ve beslenme şekli değişikliği olarak
ölçülmüştür. Depresyon, depresif
semptomların veya antidepresanlarla
baskılanan semptomların varlığı olarak
değerlendirilmiştir. Sonuçlar: Sonuçlar,
dezavantajlı vize statüsüne sahip göçmenlerin
avantajlı vize statüsü sahiplerine kıyasla daha
yüksek depresyon seviyelerine sahip olduğunu
ortaya koymuştur. Bununla birlikte, İngilizce dil
yeterliliği, avantajlı vize statüsü sahiplerine
kıyasla dezavantajlı vize statüsü sahipleri
arasında daha yüksek depresyon seviyeleri ile
ilişkilendirilmiştir. Beslenme şekli değişikliğinin
az olması, sınırsız aile, mülteci, çeşitlilik ve diğer
vize sahipleri arasında daha yüksek depresyon
düzeyi ile ilişkilendirilmiştir. Farklı vize
kategorilerinin, kültürleşme düzeylerine ve
türlerine bağlı olarak depresyonla benzersiz
ilişki örüntülerine sahip olduğu görülmüştür.
Aims: This study proposes that visa status and
acculturation are important constructs for
understanding depression among
immigrants. Method: The association between visa
status and acculturation with depression status
among immigrants residing in the United States
was examined by using the New Immigrant Survey.
Visa status was operationalized as favorable and
unfavorable. Acculturation was measured as
English language proficiency and diet change.
Depression was assessed as the presence of
depressive symptoms or symptoms suppressed by
antidepressants. Results: Results showed that
immigrants with unfavorable visa statuses have
higher levels of depression compared to favorable
visa status holders. Also, English language
proficiency was associated with higher levels of
depression among unfavorable visa holders
compared to favorable visa status holders. Lower
dietary acculturation was associated with a higher
level of depression among unlimited family,
refugee, diversity, and other visa
holders. Conclusions: Different visa categories
appeared to have unique patterns of association
with depression depending on their acculturation
level and type.