Modernleşme Pratiği Olarak Çağdaş Türk Resmi: Yaratıcı Kolektif Belleğin Yansımaları ve Yeni Perspektifler


Creative Commons License

Başkan S.

ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, cilt.1, sa.7, ss.106-123, 2023 (Hakemli Dergi)

Özet

Osmanlı İmparatorluğu, 16. yüzyılın sonlarından itibaren bazı devlet adamları ve aydınların devlet düzeninde

yozlaşma ve bozulma olarak tespit ve teşhis ettikleri nedenlerle; 17. yüzyıldan başlayarak, kendisini yenileyememesi,

merkezi otoritedeki güç kaybı, merkezdeki sorunlar nedeniyle yerele müdahalede yetersiz kalınması gibi pek çok

sebeple İmparatorluk, son üç yüz yılında, telafisi mümkün olmayan kayıplar yaşamıştır.Önce duraklama, ardından

gerileme dönemleri olarak kabul edilen süreçlerdeki askeri, idari, siyasi ve toplumsal konularda yaşanan sayısız

olumsuzlukların çözümünde belirli kesimlerce gösterilen dirençle birlikte çözüme ilişkin sürecin hemen her dönemi

zorlu ve sancılı geçmiştir. Hatta, özgürlükçü, eşitlikçi, adaletçi, güçlü ve müreffeh bir devlet ve toplum ülküsünü

hedefleyen Osmanlı modernleşme süreci, benzer saiklerle bazı toplumsal kesimlerin ortaya koydukları direnç ya da

yanlış yöntem ve tutarsızlıklar nedeniyle bazı dönemlerde kesintiye uğramış ve uzamıştır.Ancak 19. yüzyıl başına

ulaşıldığında, çağdaş dünyaya ayak uydurabilmenin yolunun yenileşmeyi değil gelenekçiliği, modernleşmeyi değil bir

çeşit oportünist konservativizmi temsil eden anakronist yaklaşım ile esası bilimle düşünme anlayışı olan, ‘batılı’

usullerle yapılacak bir ‘gelecek’ tasavvuru planlayan ‘modernleşmeciler’ arasındaki farklılıklar sadece hanedan ve

aydın çevresinde değil, toplumsal mutabakat aranan ortak zeminde bir modernleşme projesi olarak güçlü bir istek ve

ideale dönüşmüştür.Bu tarihi süreçte, ‘Osmanlı Türk Modernleşmesi’ nin ‘çağdaşlık’ metaforunu temsil eden

argümanlar içinde, ‘batılı’ sanatlar en önemli sosyokültürel dinamiklerdendir. Bu kapsamda değerlendirilen, ‘Çağdaş

Türk Resmi‘ nin söylem ve pratiğinin en erken örnekleri 19. yüzyıl başından itibaren görülür. Genel olarak da; Türk

modernleşmesinin tüm argümanları için başlangıç olan 18. yüzyıla kadar, ‘Avrupalıyı’ kendine denk görmeyen,

yüzyıllarca kapalı devre bir politika yürüten Osmanlı İmparatorluğu’nun bu tarihten sonra, ‘Avrupalı’ ya tepeden

bakmayı bırakıp, yüzünü Avrupa’ya dönmesiyle, hedefi tüm toplum katlarına ulaşmak olan ‘Türk Modernleşmesi’

denilen süreç başlamıştır.19. yüzyılla birlikte Türk sanatı repertuvarına giren Batılı anlamdaki resim sanatı, aynı

dönemde Türk kültürüne kazandırılan diğer sanat türlerinden daha hızlı gelişerek kültür hayatımızda daha geniş taban

bulmuştur. İlginçtir ki, bütün kavram ve teknikleriyle beraber kültür dünyamıza dahil ettiğimiz Batılı resim sanatının,

Türk toplumunun bünyesine kazandırılmasında karşılaşılan güçlükler, batılılaşma rüzgârlarıyla yurda giren diğer sanat

dallarının adaptasyonunda karşılaşılan zorluklar kadar olmamıştır. Üstelik Türk insanı bu yeni sanat alanında yüzlerce

yıl geçmişe giden geleneksel tasvir deneyimlerinden devraldığı mirasla bir gelişim süreci içine girerek kendi özgün

kişilikli, yeni üslubunu da geliştirmeyi başarmıştır. Bu arada, çağdaş Türk resminin eğitim-öğretim altyapısının

oluşturulmasıyla diyalektik bir gelişim süreci de kendiliğinden ortaya çıkmıştır. Erken dönemin öncü sanatçılarının

Natüralist, Akademik uygulamalarından yola çıkılarak başlayan Çağdaş Türk resim sanatı sürekli olarak kendini

yenileyerek günümüzün çağdaş uygulamalarına kadar gelmiştir.

Anahtar Kelimeler: Osmanlı İmparatorluğu, 17.-19. yüzyıllar, Osmanlı-Türk Modernleşmesi, Çağdaş Türk Resmi:

Minyatürden Pentüre Geçiş.